Şiddet

Kadına Yönelik Şiddet

Kadına Yönelik Şiddet Nedir?

Kadına yönelik şiddet, cinsiyeti nedeniyle ev içinde ve dışında kadına uygulanan sistematik şiddet davranışlarıdır. Bu şiddetin ardında, erkeklerin toplumun her alanında görülen egemenlikleri ve kadın ile erkek arasındaki eşitsizlikler yatar. Erkeklerin kadınlara şiddet uygulamasının nedeni: güç göstermek, öfke boşaltmak, kadınları kontrol etmek ya da cezalandırmaktır. Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, dijital şiddet biçimlerinin tümü bu amaca yöneliktir. Şiddete maruz kalmak, kadının korku, çaresizlik ve güvensizlik içinde yaşamasına neden olur.

Şiddet Biçimleri

Fiziksel şiddet: Bedensel güç veya üstünlük, bir şiddet aracı olarak kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak veya cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “fiziksel şiddet” söz konusudur. Bu şiddet biçimi, fiziksel üstünlük kurarak, bedene temas ederek ya da eşya kullanarak uygulanabilir. Yumruk atmak, tokat atmak, ısırmak, boğmak, tekmelemek, bıçakla yaralamak, kafasına sandalye fırlatmak fiziksel temas içeren şiddet biçimlerine örnektir. Bağırmak, yumrukla tehdit etmek, korkutucu şekilde bakmak, kapıyı tekmelemek, eşya kırmak, sağlık sorunları olduğunda doktora gitmesine izin vermemek ise sindirmek amacıyla fiziksel üstünlük kullanılarak uygulanan şiddet biçimlerine örnektir.

Psikolojik şiddet: Duygusal güç veya ihtiyaçlar, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla şiddet aracı olarak kullanılıyorsa “psikolojik şiddet” söz konusudur. Fiziksel şiddetin aksine psikolojik şiddeti tarif etmek daha zordur.

Psikolojik şiddet biçimlerinin bir kısmını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

Psikolojik şiddetin olduğu her ilişkide fiziksel şiddet olmayabilir ancak, fiziksel şiddetin olduğu her ilişkide psikolojik şiddetin bazı öğeleri bulunur. Psikolojik şiddet sıklıkla fiziksel şiddetten önce başlar ve tecridin eşlik ettiği yoğun psikolojik şiddet, fiziksel şiddetin uyarıcısı olabilir.

Cinsel şiddet: Cinselliğin, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla şiddet aracı olarak kullanılmasına “cinsel şiddet” denir. Kadınlar, sıklıkla fiziksel şiddet sonrası cinsel şiddete maruz kalırlar. Ancak utandıkları ve kendilerini suçlu hissettikleri için çoğu kez cinsel şiddeti açıklayamazlar. Bu yüzden, evlilik içinde ve dışında cinsel şiddet çok yaygın olmasına rağmen, yapılan araştırmalarda cinsel şiddet oranının diğer şiddet biçimlerine göre daha düşük olduğu görülür.Tecavüz etmek, cinsel ilişkiye zorlamak, istemediği cinsel pozisyonlara zorlamak, “Hayır” dendiğini duymazdan gelmek, rızası olmadığı halde hoyratça ve acıtarak cinsel ilişkiye girmek, zorla ilaç, alkol veya uyuşturucu madde kullandırarak cinsel ilişkiye zorlamak, istemediği şekillerde, istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye zorlamak ve cinsel bölgelerine dokunmak, cinselliği bir ceza/ödül yöntemi olarak kullanmak, başka kişilerle cinsel ilişkiye girmeye zorlamak, seks işçiliğine zorlamak, başka kişilerle cinsel ilişkiye girerken seyretmeye veya seyredilmeye zorlamak, cinsel ilişki için kadının rızasını tehdit, korkutma gibi yollarla inşa etmeye çalışmak, cinselliği kendi zevkine yönelik yaşamak, karşıdakinin ihtiyaç ve beklentilerini görmezden gelmek, sözle ve fiziksel yolla taciz etmek, teşhircilik yapmak, pornografik görüntüler izlemeye zorlamak, sürekli takip ederek telefon, internet gibi teknolojik araçlarla cinsel içerikli materyaller ya da konuşmalarla rahatsız etmek, onay almadan çıplak cinsellik içeren görüntüler çekmek ve cinsel içerikli görüntüleri yaymak ve yaymakla tehdit etmek, kadın bedenini ve cinselliğini aşağılayacak şekilde konuşmak yaygın görülen cinsel şiddet biçimleridir.

Ekonomik şiddet: Maddi güç ve üstünlük, bir şiddet aracı olarak kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa “ekonomik şiddet” söz konusudur. En yaygın ekonomik şiddet biçimleri arasında, kadının çalışmasına, meslek edinmesine, okulu ya da kursu bitirmesine veya işinde yükselmesine engel olmak, gelir ve birikimine el koymak, borçlandırmak (kadının adına kredi çektirmek, senet imzalatmak, şirket açtırmak ve kredi kartını kullanmak), para biriktirmesine, hesap açmasına ve yatırım yapmasına engel olmak, oldukça düşük miktar harçlıklarla günlük yaşamını sürdürmesini istemek ve bu olmadığında ise fiziksel ya da psikolojik şiddet uygulamak, para için yalvartmak, kadının maddi gelirini sömürmek, maddi ihtiyaçlarını kadını denetlemek adına keyfi ve tutarsız bir şekilde karşılamak yer alır.

Dijital şiddet: Teknolojik araçlar, kadını kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak, cezalandırmak amacıyla kullanılıyorsa dijital şiddet söz konusudur. Son 10 yılda sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla yaygınlaşan, dijital ortamda 7/24 gözetlenmesi ve takip edilmesini içeren şiddet biçimleri, “yeni kuşak şiddet” olarak da adlandırılmaktadır. Dijital şiddet biçimlerinin bir kısmını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:

Flört şiddeti: Çok sayıda ergen ve genç kadın, yaşıtı olan erkek arkadaşı tarafından şiddete maruz kaldığı halde çoğunlukla yaşadıklarını anlamakta, anlamlandırmakta ve şiddetin belirtilerini tanımakta zorluk çekiyor. Flört şiddeti, korkutucu ve kafa karıştırıcı bir deneyimdir. İki kişinin birbirini “çift” olarak tanımlamasının ardından erkeğin, genç kadını kontrol etmeyi, denetlemeyi “hak” olarak görmesi, onun adına kararları vermek istemesiyle başlar.

Bu dönemde, kadının eski erkek arkadaşında da artan tehdit ve şiddet söz konusu olabilir. Geleneksel bakış açısı, genç kadınların sıklıkla kendilerini erkek arkadaşlarına itaat etmek ve onların dediklerini yapmak zorunda hissetmesine neden olur. Bu durum, diğer sosyal aktivitelerden ve arkadaşlardan vazgeçmesine, erkeğe öncelik vermesine ve ciddi bir yalıtıma yol açar. Kimi arkadaş gruplarında “mutlaka kız veya erkek arkadaşın olmalı” baskısının yaşandığı, ergen ve genç kadınların terk edilme korkusu nedeniyle erkek arkadaşlarının şiddetine boyun eğdikleri görülür.

Bazı durumlarda da aile ya da çevre baskısı nedeniyle “erkek arkadaşın” varlığının saklanması gerekir. Ergen ve genç kadın, yaşadığı şiddeti açıklayacak kişi ve ortam bulmakta zorluk çeker, yaşadıkları karşısında ne düşüneceğini, ne hissedeceğini bilemez. Flört şiddeti, yetişkinlikte yaşanan şiddetin uyarısı niteliğindedir.

Israrlı takip: Kadının kendisini güvende hissetmesini engelleyen, şiddete uğrama korkusuna ve endişeye yol açan, kasıtlı bir biçimde tekrarlanan, tehditkar tutum ve davranışlardır.

Şiddetin Döngüsü: Her ilişkide aynı biçimde olmasa da, şiddet içeren ilişkilerin önemli bir bölümünde, kadınların şiddet yaşantısının içinden çıkmalarını zorlaştıran bir döngü bulunur. Şiddet döngüsü adı verilen bu döngüyü tanımak, kadın olarak yaşadıklarımızı anlamlandırmamıza yardımcı olur.
1-
Gerginliğin tırmanması aşaması: Fırtına öncesi sessizlik dönemi olarak tarif edilebilir. Şiddet uygulayan erkek gerilim yaratır, kıskançlık gösterir, küçük şeylerden kavga çıkarır, kadının tüm yaşamını kontrol etmeye çalışır, psikolojik şiddet uygular. Kadın ise bu aşamada, elinden geldiğince gerginliği azaltmaya çalışır.
2-Şiddet aşaması: İç veya dış sebeplerle Şiddet uygulayan erkeğin öfkesi birdenbire tırmanır; erkek öfkesini kontrol etmez, fiziksel şiddet uygular ve şiddeti uyguladıktan hemen sonra bahaneler sunmaya başlar. Fiziksel şiddetin başladığı bu aşamada şiddetin boyutları değişebilir. Bu dönemde, kadının erkeğin öfkesini yatıştırabilmesi mümkün değildir. Tek yapabileceği, kendisinin ve çocuklarının yaşadıkları şiddetten en az zararla çıkmalarını sağlamak olabilir.
3-Balayı aşaması: Şiddet uygulayan erkek, kadının gönlünü almaya çalışır, pişmanlığını dile getirir, özür diler, değişeceğine ilişkin sözler verir, hediyeler alır, durumun “normale” dönmesi için ilgili, sevecen ve yapıcı bir tutum sergiler. Kadın ise erkeğin bu tutum ve davranışlarına inanmak ister, yeni bir şans verir. Fakat bu dönemden sonra erkek tekrar gerilimi arttırıcı davranışlarda bulunur ve yeniden birinci aşama olan, gerginliğin tırmanması aşamasına geçilir.

Şiddet döngüsü” terimi, şiddetin kuşaktan kuşağa öğrenme ve model alma yoluyla aktarıldığını anlatmak için de kullanılır. Her türlü şiddet, öğrenilmiş, seçilmiş, denetlenebilen bir davranış biçimi olmasına rağmen, hem şiddet uygulayan kişi hem de erkek egemen toplum tarafından yaygın bir biçimde “kontrol edilemeyen ve irade dışı” bir davranış gibi gösterilmeye çalışılır. Oysa şiddet seçilmiş yani iradi bir davranış biçimidir.

Şiddete Uğradığınızda Neler Yapabilirsiniz?

Şiddete uğradığınızda, size en yakın karakola, jandarma komutanlığına, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM), Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğüne, cumhuriyet başsavcılığına, kaymakamlığa/valiliğe, aile mahkemesine, belediyelere ve kadın örgütlerine başvurabilirsiniz.

Bunun yanı sıra, evden çıkamadığınız durumlarda ise, günün her saatinde Alo 183 Sosyal Destek Hattı’nı ve 155 Polis İmdat’ı arayabilirsiniz.
6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanundan yararlanarak şiddet uygulayana karşı, evden uzaklaştırmak, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesini engellemek, evinize, işinize veya diğer adreslerinize yaklaşmasını engellemek, kişisel bilgilerinizi gizletmek, şiddet uygulayıcının silahına el koydurtmak, kişiden korunmak amacıyla yakın koruma talep etmek, tedbir nafakası talep etmek, geçici maddi yardım talep etmek, geçici velayet talep etmek, geçici genel sağlık sigortasına başvurmak, müşterek konuta şerh koydurtmak gibi bazı önlemler alabilirsiniz.

İhtiyaç duyduğunuz desteklere ve ne yapmak istediğinize göre öncelikli başvuracağınız kurumlar ve atmanız gereken adımlar değişebilmektedir.

Şikayetçi Olmak İsterseniz

UNUTMAYIN! Eğer fiziksel şiddette maruz kaldıysanız, öncelikle karakola/jandarma komutanlığına, savcılığa ya da hastanelerin acil bölümlerine başvurmalısınız.

Darp Raporu Almak İsterseniz;

Hastanelerin acil bölümüne başvurabilir, sizi muayene eden doktora yaşadıklarınızı anlatarak darp raporu alabilir ve eğer istiyorsanız hastane polisine şikayetinizi iletebilirsiniz.

Vücudumuzdaki izler kaybolmadan, muayene olmak ve darp raporu almak, yaşadığınız şiddeti kanıtlayabilmek için önemlidir.

UNUTMAYIN! Darp izlerini raporlamak amacıyla hastaneye gitmek için kendinizi hazır hissetmiyorsanız, vücudunuzdaki darp izlerinin size ait olduğu ve çekim tarihi belli olacak şekilde fotoğraflayabilirsiniz.

Savcılığa Başvuru Süreci;

Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) tanımlanan bir suçun mağduru iseniz, yani size karşı tehdit, hakaret, fiziksel şiddet söz konusu ise (şiddet uygulayan kişi, kocanız, komşunuz, mahallenizdeki bakkal ya da sokaktan geçen herhangi biri olabilir), karakol/jandarma komutanlığı yerine doğrudan bir şikayet dilekçesi ile savcılığa da başvurabilirsiniz. Şikayet dilekçenizden en az dört adet kopya alın, hepsini imzalayın, bir tanesi de mutlaka sizde kalsın.

Sizde kalacak kopyaya memurun, dilekçeyi aldığını göstermesi için kaşe basmasını; tarih, imza ve soruşturma numarasını eklemesini isteyin.

Şikayet dilekçenize olayın nerede, ne zaman, nasıl gerçekleştiğini, varsa tanıkların isim ve adreslerini yazarak olayı ispatlamaya yarayacak delillerle birlikte dilekçenizi savcılığa vermelisiniz.

Savcı dilekçenizi aldıktan sonra ifadenizi alacak, delilleri toplayacak, varsa tanıklarınızı dinleyecek ve ardından şikayetçi olduğunuz kişinin ifadesini alacaktır. Bu işlemlerin ardından, eğer savcı dava açmayı gerektirecek koşullar olduğunu düşünürse bir iddianame düzenleyerek dosyayı mahkemeye gönderecektir. Mahkeme iddianameyi kabul edip davanın açılmasına karar verdiğinde, size mahkemeden duruşma günü ve saatini bildiren bir tebligat (yazılı haber kağıdı) gelecektir. Belirtilen günde ve saatte duruşmaya gitmeniz, gidemeyecek durumda iseniz yazılı mazeret dilekçesi vermeniz ve söz konusu şikayetinizi mahkemede anlatmanız gerekir.

Savcı dava açmak için gerekli koşulların oluşmadığını düşünürse, kovuşturmaya yer olmadığına, yani davanın açılmamasına karar verir. Bu karar da size yazılı şekilde bildirilecektir. Bu kararın elinize ulaştığı tarihten itibaren 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz etmeniz gerekir. Bu itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliği ya itirazı kabul edip dava açılmasına karar verecektir ya da itirazınızı reddedecektir. Hakimin bu süreç sonunda vereceği karar kesindir, bir daha itiraz edemezsiniz.

UNUTMAYIN! Eğer maruz kaldığınız suç, öldürmeye teşebbüs, kaçırma, tecavüz, uzun süreye yayılan kötü muamele gibi bir fiilse öncelikle bir avukatla görüşmenizde büyük fayda var. Eğer avukat tutacak maddi gücünüz yoksa bulunduğunuz yerdeki barodan, adli yardım kapsamında, ücretsiz avukat talep edebilirsiniz.

Sığınak Desteğine İhtiyacınız Varsa;

Bulunduğunuz yerdeki Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı İl Müdürlüğü, karakol/jandarma komutanlığı, belediyeler/belediyelerin kadın danışma merkezleri ve kadın örgütlerine sığınak desteği için başvurabilirsiniz. Adli bir süreç başlatmak istemeseniz de bu kurumlara başvurarak sığınak ve danışma desteklerinden faydalanabilirsiniz. Ayrıca yapacağınız görüşme sizi güçlendirecektir. Yalnız olmadığınızı fark edip alabileceğiniz desteklerle ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

Sığınak desteği için Türkiye’nin herhangi bir yerindeki karakola başvurabilirsiniz; başvuracağınız karakolun ikametgahınızın olduğu karakol olması gerekmez. Başvurduğunuzda, karakoldaki memurlar sizi ve çocuklarınızı bir sığınağa yönlendirmekle yükümlüdürler. Bunun için herhangi bir delil ya da tanığa ihtiyacınız yoktur, sığınağa yerleşmek istediğinizi sözel olarak ifade etmeniz yeterlidir.

Sığınaklar, erkek şiddetine maruz kalan kadınların, çocuklarıyla birlikte kalabilecekleri, şiddetten uzak ve bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duydukları desteği alabilecekleri yerlerdir.

Eğer 12 yaşından büyük erkek çocuğunuz varsa, sığınak desteğini çocuğunuz ile birlikte almanız uygulamada mümkün olmayabilir. 6284 sayılı Kanuna göre, devlet bu durumda olan kadın ve çocuklara ev tahsis etmekle yükümlüdür fakat uygulamada ne yazık ki bu mümkün olmamaktadır. Çocuğunuzu bırakabileceğiniz güvenli bir yer yok ise devlet, çocuğunuzu koruma altına alarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne bağlı bir kuruluşa yerleştirebilir. Sığınakta kaldığınız süre içinde çocuğunuzu düzenli olarak görebilir, sığınaktan ayrıldıktan sonra ise çocuğunuzu yerleştirildiği kurumdan alıp birlikte yaşayabilirsiniz.

Boşanma Davası Açmadan Kocanızdan Ayrı Yaşamak İsterseniz;

Medeni Kanun’daki düzenlemeye göre, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahipsinizdir. Ayrı yaşamaya karar verdiğinizde Aile Mahkemesi’ne başvurarak aile konutuna şerh konulması, ev eşyalarının sizde kalması, velayetin düzenlenmesi, size ve çocuklarınıza nafaka bağlanması gibi taleplerde bulunabilirsiniz. Yani boşanma davası açmadan da kocanızın evliliğe ilişkin özellikle parasal yükümlülüklerini yerine getirmesini istemeniz mümkündür.

Aynı durum, örneğin kocanızın sebepsiz yere ya da haklı olmayan bir nedenle evi terk etmesi, ortak hayatın başka bir sebeple sürdürülmesinin olanaksız hale gelmesi durumunda da söz konusudur. Bu durumda da boşanma davası açmadan kendiniz ve varsa çocuklarınız için nafaka, müşterek evin size tahsis edilmesi ve yukarıda bahsedilen diğer önlemleri talep etmeniz mümkündür.

UNUTMAYIN! Fiili ayrılık durumu söz konusu olduğu durumlarda, velayetin ve çocuklarla kişisel ilişkinin düzenlenmesini, çocuklar ve kendiniz için nafakaya hükmedilmesini mahkemeden talep edilebilirsiniz.

Nafaka Almak İsterseniz;

Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete uğradığınızda 6284 sayılı Kanun’dan yararlanarak, şiddettin önlenmesi için uzaklaştırma, iletişim araçlarıyla rahatsız etmeme gibi tedbir kararlarının verilmesini isteyebilir, kendiniz ve varsa çocuklarınız için tedbir nafakası talep edebilirsiniz.

Boşanma davası açmak istemeyip ayrı yaşamak istediğinizde veya kocanız tarafından terk edildiğinizde, kendiniz ve yanınızda kalan ortak çocuklarınız için tedbir nafakası davası açma hakkınız bulunmaktadır. Boşanma davası açıldığında da, dava sonuçlanıncaya kadar kendiniz ve çocuklarınız için nafaka talep edebilirsiniz; dava süresince hakim tedbiren velayete ve nafakaya karar vermekle yükümlüdür. Dava sonunda boşanmaya karar verildiği takdirde, 18 yaşından küçük çocuklarınızın velayeti size verilmişse, babanın da çocuklara bakma yükümlülüğü bulunduğundan, gelirinizin olup olmamasına bakılmaksızın, çocuklar lehine iştirak nafakası verilmesine karar verilecektir. Size nafaka bağlanabilmesi içinse, boşandıktan sonra yoksullaşacağınızı belgelerle ispatlamanız gerekmektedir. Genellikle herhangi bir işyerinde çalışmayan veya asgari ücretle çalışan kadınlara nafaka bağlanmakta, kocalarıyla eşdeğer ücrette çalışan kadınlar lehine ise nafaka bağlanmamaktadır.

Boşanmak İsterseniz;

Boşanma, ayrılık, nafaka, velayet gibi konularda dava açmak istiyorsanız ve avukat tutacak maddi gücünüz yoksa bulunduğunuz yerdeki barodan, adli yardım kapsamında, ücretsiz avukat talep edebilirsiniz.

Eğer bir avukatınız yoksa davanızı, mahkeme başvuru harcı ve asgari gider avansını (bilirkişi ücreti, tebligat gideri, tanıklık ücreti vb.) ödeyerek kendiniz de açabilirsiniz. Bu giderler bugün için yaklaşık 300 TL’yi bulmaktadır (bu rakam her yıl belirlenen mahkeme harçları tarifesine göre değişiklik göstermektedir). Boşanma davası ile birlikte talep edilen nafakayla maddi ve manevi tazminat davaları için harç ödemeniz gerekmiyor. Ayrıca boşanma dilekçenizde herhangi bir geliriniz olmadığını ve adli yardımdan yararlanmak istediğinizi belirtirseniz, mahkemenin adli yardımdan yararlanmanıza karar vermesi durumunda, gider avansını ödemekten de muaf olursunuz.

Çocukların Velayetini Almak İsterseniz;

Velayet çocuğun adının belirlenmesi, eğitimi, yetiştirilmesi ile ilgili kararları kapsar. Evlilik devam ettiği sürece anne ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Bu süreçte eşler çocuğun menfaatine aykırı olmayacak şekilde çocukla ilgili bu tür kararları birlikte alırlar. Velayet hakkı ortak olduğu için şiddete maruz kaldığınızda evi terk ederken çocuklarınızı yanına almanız suç değildir.

Eşlerden birinin boşanma davası açması halinde hakim çocuğun yaşı, ihtiyacı, menfaati gözeterek, geçici velayeti dava süresi boyunca eşlerden birine verebilir. Hakimin geçici velayet konusundaki kararı değişmez ve boşanma kararı kesinleşirse, velayet hakkı kalıcı hale gelir.

Uygulamada mahkemeler, genellikle çocukların velayetini anneye vermektedirler. Özellikle ilkokul çağına gelmemiş çocukların velayeti, annenin çocuğa bakmasını engelleyecek önemli bir durumu olmadıkça (ağır ve sürekli hastalık, engellilik vb.) çoğunlukla anneye verilmektedir. Velayetin verildiği taraf, diğer taraftan çocuk için nafaka isteme hakkına sahiptir.

Velayeti kaldırmak İsterseniz;

Velayetin verildiği taraf, çocuğa ilişkin sorumluluklarını ağır biçimde ihmal ediyorsa (çocuğu okula göndermemek, temel ihtiyaçlarını karşılamamak vb.), çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine zarar veriyorsa ya da velayet hakkı olan kişi sonradan çocuğa bakamayacak derecede ağır hasta olmuşsa, engellilik nedeniyle çocuğun bakımını üstlenemeyecek duruma gelmişse, velayet hakkı olmayan taraf mahkemeye başvurarak velayetin kaldırılması ya da değiştirilmesi için dava açabilir.

Velayete sahip anne veya baba başka biriyle yeniden evlense dahi velayet hakkını kaybetmez. Ancak çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre anne ve babaya velayet hakkı verilmeyerek çocuğa vasi (yasal temsilci) de atanabilir.

Avukat İhtiyacınız Varsa;

Kanuni haklarınızı elde etmek için bir avukatınızın olması gerekmiyor, ancak bir avukattan yardım almak süreç içerisinde hatalı işlem yapmanızı önleyebileceği gibi sonuç almanızı da kolaylaştırabilir. Eğer bir avukatınız yoksa, hukuk davaları için (boşanma, 6284 sayılı Kanun gereği tedbirler, tazminat davaları vb.) yaşadığınız ildeki baronun Adli Yardım Servisi’ne ikametgah belgesi, fakirlik belgesi ve kimlik fotokopisiyle başvurarak ücretsiz avukat ataması yapılmasını talep edebilirsiniz. Baro, ihtiyaç dahilinde size ücretsiz bir avukat tayin edecektir.

Cinsel saldırı suçu ile öldürmeye teşebbüs gibi alt sınırı 5 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçların mağduruysanız, karakol, savcılık, mahkeme aşamalarının her birinde Baro’nun Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) servisinden size avukat görevlendirilmesini isteyebilirsiniz.

Eğer herhangi bir suç nedeniyle şüpheli/sanık konumunda iseniz karakol, savcılık, mahkeme aşamalarının her birinde suçun niteliğine bakılmaksızın CMK servisinden size avukat atanmasını isteyebilirsiniz. Bunun için karakolda/savcılıkta/mahkemede sözlü olarak avukat talep edebileceğiniz gibi yazılı olarak da talepte bulunabilirsiniz. Böylelikle, yaşadığınız zorlu süreçte hem kendinizi yalnız hissetmezsiniz, hem de işlemlerinizin usulüne uygun ve eksiksiz yapılması mümkün olur.

Adli Yardım Servisi’nden veya CMK Servisi’nden atanan avukatınızdan memnun değilseniz, neden memnun olmadığınızı anlatan bir dilekçe ile baroya başvurabilir ve başka bir avukat ataması yapılmasını talep edebilirsiniz.

UNUTMAYIN! T.C. kimlik numaranızın bulunduğu fotoğraflı bir kimlik ile PTT Merkez Müdürlükleri’nden veya yetkili şubelerden e-devlet şifresi alarak, internet ortamında sizin açtığınız veya hakkınızda açılan davaların ve icra takiplerinin ne aşamada olduğunu bizzat takip edebilirsiniz.

Ekonomik Desteğe İhtiyacınız Varsa;

Maruz kaldığınız şiddetten uzaklaşmak ve tek başına bir hayat kurabilmek için bazı sosyal yardımlardan yararlanabilirsiniz.

Şiddete maruz kaldığınızda, 6284 Sayılı Kanun kapsamında, kaymakamlıklardan “geçici maddi yardım” talep edebilirsiniz. Kanunda, geçici maddi yardım yapılmasına karar verilmesi halinde, 16 yaşından büyükler için her yıl belirlenen aylık net asgari ücret tutarının otuzda birine kadar günlük ödeme yapılır, denmektedir.

Eğer geçiminizi sağlamakta zorlanıyorsanız, bulunduğunuz ilçe kaymakamlığına bağlı Sosyal

Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’na sosyal yardım alabilmek için başvurabilirsiniz. Başvuru sonrası ekonomik durumunuzu tespit etmek için yapılacak sosyal incelemeden sonra, bir defaya mahsus ya da düzenli para, kira, yakacak, eğitim, gıda yardımları alabilirsiniz.

Eğer bakmakla yükümlü olduğunuz çocuklarınız varsa ve ekonomik zorluklar nedeniyle zorluk yaşıyorsanız, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan ayni (gıda, eşya vb.) ve nakdi destek talep edebilirsiniz. Bunun için Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan il veya ilçe müdürlüklerine bir dilekçeyle başvuruda bulunmanız gerekir. Başvuru sonrası yapılacak sosyal incelemenin ardından, sosyal ve ekonomik destekten yararlanmanıza karar verilip verilmeyeceği belli olur.

UNUTMAYIN! Başvurularınızı iki nüsha halinde ve bir dilekçeyle yazılı olarak yapmanız faydalı olacaktır. Dilekçenin bir nüshasını ilgili kuruma verdiğinizde size bir evrak kayıt numarası verilecektir; sizde kalan dilekçe nüshasına evrakı aldıklarına ilişkin kaşe, imza, tarih ve evrak kayıt numarasını işlemelerini isteyin.

Acil Telefonlar

Sosyal Destek Hattı

Polis, İtfaiye, Jandarma, Yangın Destek Hattı

Bir Güvenlik Planı Yapmalısınız!

Eğer evden ayrılmaya karar verirsem gidebileceğim yerler şunlardır:
Eğer evden hızlı bir şekilde ayrılmam gerekirse, hazırda bir çanta bekletebilir ve onu gizleyebilirim. (Bu çantanın içinde para, önemli belge, fazla giysi, anahtarlar olmalıdır.)

Şiddetten _________________________’a bahsedebilirim ve şiddet başlayacak olursa polisi aramalarını sağlayabilirim.
Çocuklarımın, arkadaşlarımın veya ailemin yardım çağırması için onlarla aramda şu parolayı kullanabilirim:_____________
Tartışma başladığında daha güvenli olan şu odaya gidebilirim: ____________
Daha rahat olabilmek için ______________ tarihinde ayrı bir hesap açtıracağım.
Gerekli telefonları _____________’ya kaydedeceğim.
Borç para alabileceğim kişiler: ____________________________________________
Telefon görüşmeleri için bir telefon kartı ya da bozuk para bulunduracağım. Faturalı cep telefonundan arama yapmayacağım, çünkü bir sonraki ay gelen faturada aradığım numaralar görünecektir.
Sosyal medya hesaplarımdan beni takip etmesi olasılığına karşı hesaplarıma ulaşmasını engelleyeceğim, gizlilik için konum bildirme gibi özellikleri kaldıracağım.
Çocuklarımla birlikte kaçış planının provasını yapacağım.
Yanıma almam gereken eşyaları bir arada ve kolayca ulaşabileceğim bir yerde tutacağım.

Bu eşyalar:

  • Nüfus cüzdanım
  • Çocukların nüfus cüzdanları
  • Sağlık Karnesi / Yeşil Kart
  • Kira Sözleşmesi
  • Tapu
  • Ehliyet
  • Para
  • Banka cüzdanları
  • Pasaport
  • Ev ve araba anahtarları
  • Sigorta belgeleri/poliçeleri
  • İlaçlar
  • Adres defteri
  • Aile üyelerinin sağlık kayıtları
  • Çocukların sevdiği oyuncaklar
  • Küçük satılabilir eşyalar
  • Resimler
  • Şiddet kanıtları (rapor, fotoğraf, günlük, mektup vs.)
  • Kendim ve çocuklar için birer kat yedek giysi
  • Benim için önemli olan diğer eşyalar

Şiddete Uğradığınızda Neler Yapabilirsiniz?

Şiddet görüyorsanız evinizi terk etmeden koruma talep edebilirsiniz;
Şiddete uğradıysanız veya uğrama tehlikesi altında iseniz, şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimali bulunan kişilere karşı önleyici tedbirler alınmasını isteyebilir ve bu kişileri evden uzaklaştırabilirsiniz. Medeni halinize bakılmaksızın siz değil, size şiddet uygulayan kişi veya kişiler evden uzaklaştırılır. 8 Mart 2012 tarihinde yasalaşan 6284 sayılı Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun uyarınca, şiddet uygulandığı anda polis, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde (acil durumlarda) mahkeme veya mülki amir (Kaymakamlık-Valilik) kararı aramadan şiddete karşı tedbir almak durumundadır.

Şiddetin gerçekleştiği anlarda polis hangi tedbirleri almakla yükümlüdür?

  • Şiddete maruz kaldıysanız size ve çocuklarınıza uygun barınma yeri sağlamakla,
  • Hayati tehlikeniz varsa talebiniz üzerine veya resen, fiziki koruma sağlamakla,
  • Size şiddet uygulayan kişinin tehdit, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunulmasını önlemekle,
  • Şiddet uygulayan kişinin ortak konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılmasını ve ortak konutun size tahsis edilmesini sağlamakla,
  • Şiddet uygulayan kişinin size ve sizin bulunduğunuz konuta, okula ve işyerine yaklaşmamasını sağlamakla,
  • Şiddete uğramamış olsa bile yakınlarınıza, tanıklarınıza ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haller saklı kalmak üzere çocuklarınıza yaklaşılmamasını sağlamakla yükümlüdür.

Bu tedbirlerin polis tarafından alındığı tarihi takip eden ilk iş günü, ilgili makamda tedbirin devamını talep edebilirsiniz.

Aile Mahkemesi Hakimleri şiddeti önlemek için ne tür tedbirler alınmasını sağlayabilir?

Size şiddet uygulayan ile aynı yerde çalışıyorsanız şiddet uygulayanın işyerinin değiştirilmesini,

Şiddet uygulayan ile evli iseniz müşterek yerleşim yerinin değiştirilmesini,

Şiddet uygulayan ile evli iseniz ve evlilik birliğini sürdürdüğünüz konut üzerinde aile konutu şerhi yok ise bu ev üzerine doğrudan `aile konutu şerhi` konmasını talep edebilirsiniz.

Yeni yasa uyarınca, şiddet uygulayan veya uygulama tehlikesi bulunan kişilerden size yönelebilecek hayati bir tehlike mevcutsa ve alınan tüm bu tedbirler yeterli olmayacaksa 27.12. 2007 tarihli ve 5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu`ndan yararlanarak, “kimlik ve ilgili diğer bütün belgelerinizin değiştirilmesini Aile Mahkemesi Hakimi`nden talep edebilirsiniz.

Önleyici tedbir de talep edebilirsiniz; Yeni yasa, şiddet uygulayana veya uygulama ihtimali olan bireylere karşı da önleyici tedbirler alınmasını da öngörüyor.

  • Aile Mahkemesi`nden şiddet uygulayan veya şiddet uygulama ihtimali olan kişilere hakkında,
  • Size yönelik şiddet tehdidi, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasını,
  • Müşterek, ortak yaşadığınız konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılmasını ve ortak konutun size tahsis edilmesini,
  • Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmamasını,
  • Çocuklarınız ile ilgili görüşmelerin refakatçı eşliğinde yapılmasını, kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını veya tümüyle kaldırılmasını,
  • Size, çocuklarınıza, şiddete tanıklık eden kimselere yaklaşılmamasını,
  • Şahsi eşyalarınıza ve ev eşyalarınıza zarar verilmemesini,
  • İletişim araçları ve sair araçlar ile sizi rahatsız etmemesini,
  • Silahı varsa, silahını polise teslim etmesini,
  • Size şiddet uygulayan kişi silah taşıması zorunlu olan bir kamu görevlisi ise, örneğin, polis veya güvenlik görevlisi ise, aynı şekilde silahını ilgili makamlara teslim etmesini,
  • Alkol, uyuşturucu madde, uyarıcı madde kullanıyorsa, madde etkisi altındayken size ve çocuklarınıza yaklaşmamasını talep edebilirsiniz.

Size şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişinin bir sağlık kuruluşundan muayene ve tedavisinin sağlanmasını,

Size şiddet uygulayan evin geçimini sağlayan veya katkıda bulunan kişi ise ve daha önceden verilmiş bir nafaka kararı mevcut değilse, tedbir nafakası verilmesini talep edebilirsiniz.

Yeni yasa hükmüne göre, bu tedbir kararlarını en çabuk ve en kolay ulaşılabileceğiniz yerin hakiminden, mülki amirden (Kaymakamlık) veya polisten talep edilebilirsiniz.

Koruyucu tedbir kararlarının verilmesi için belge aranmaz. Ancak önleyici kararların alınması için üstü kapalı da olsa delil arama koşulu getirilmiştir. Bu nedenle telefon mesajı, e-mail gibi,  tüm delilleri saklamayı ihmal etmeyin. Fiziksel şiddete uğradığınızda, size en yakın hastaneye veya aile hekiminize başvurarak darp raporu talep edin. 6284 sayılı yasa şiddet vakalarında davaların acil olarak çözüme kavuşturulmasını da öngörüyor, bu nedenle gecikmeksizin karar alınması talebinizi yineleyin.

Yasada belirtilen şiddet kavramı yalnızca fiziksel şiddeti değil, ekonomik sözel ve duygusal şiddeti de kapsamaktadır. Örneğin eşiniz size fiziksel şiddet uygulamıyor olsa bile size para vermemesi, artık yaşlandığınızı ve çekici olmadığınızı söyleyerek sizi aşağılaması, kendinize olan güveninizi sarsıcı sözler kullanması, hakaret etmesi duygusal şiddete uğradığınız anlamına gelir. Bu tür sözel ya da duygusal şiddete uğradığınız durumlarda da bahsi geçen yasadan yararlanmayı talep edebilirsiniz.

 

Scroll to Top